Bir arkadaşımın torunu için uyku tulumu dikmeye niyetlendim. İnternette dolaşıp neler varmış, bir bakayım dedim.
Yazlık- kışlık, kollu- kolsuz, japone kollu, omuzdan cırtlı, fermuarlı, kruvaze, alttan düğmeli, bağcıklı, aplikeli, işlemeli, cepli çeşitli modeller buldum.
Bazılarının dikiş kalıpları da verilmişti.
Ama en çok, bebeğin yaşına göre ölçü veren bu kalıba sevindim. Buradaki ölçüleri kullanarak istediğimiz modeli de dikebiliriz.
Hazır, böyle bir arşiv oluşturmuşken sizlerle de paylaşmak istedim. İhtiyacı olanlar varsa kullansınlar, diye. Topluca görüp incelemek, nasıl bir şey dikeceğine karar vermek daha kolay oluyor.
Fotoğraflar internetten derlemedir. Emeği geçen herkese saygılarımla.
Sonbahar geldi, havalar artık daha soğuk, yağmurlar daha çok, güneş bulutların arkasında saklambaç oynuyor. Her yerde yaprak dökümü; Ağaçlarda olduğu kadar aramızdan da maalesef. Sonbaharlar hep bir hüzündür, vedadır. Ama aynı zamanda umuttur, ilk baharla birlikte güzel günlerin geleceği umududur. Dilerim, soğuk ve karanlık günler çabuk geçer ve aydınlık günlere bir an önce kavuşuruz.
İlk baharın renklerini çok özlediğim için olsa gerek, böyle cıvıl cıvıl bir kapı süsü yapmak istedim. Pembeler, maviler, sarılar ve filizi yeşiller. Sevdiğim işleri yaparken elimden bırakmak istemiyorum. Bitince nasıl olacak merakı ile gözümü bile ayıramıyorum :))
Linolyum malzemeyi (muşamba da denilebilir) kumaş gibi kestim, diktim, çiçek ve yaprakları hazırladım.
Kalın kartondan dairesel altlık kestim ve örgü ipi ile boydan boya sardım.
Herşey hazır olunca renk ve şekillerine göre kompozisyonu hazırladım ve sıcak silikonla yapıştırdım. Fiyongu ve askı kurdelasını da ilave edince işte tamam oldu.
Ülkemizin güzel renkleri üzerine bir an once güneş açsın, insanların yüzleri hep mutlulukla gülsün, aydınlık yarınlar bir an önce gelsin.
Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar
Sokaklarda, damlarda hep titreşir
Ezgi söyler durmadan, ağıt yakar
Sokaklarda, damlarda hep titreşir
Küçük, istek dolu, inci gibi damlalar...
Tevfik Fikret
(1897)
Bu kutumun ilham kaynağı, Tevfik Fikret'in Yağmur şiiri oldu. Bir de çocukken oturduğumuz evde, yağmur yağarken bahçede su birikintileri oluşurdu; Çıkıp oynayamayınca, pencereden uzun uzadıya yağmurun bu birikintilerde çizdiği içiçe halkaları seyrederdim. Halkalar büyüyor, büyüyor... pat yeni bir damla ve yeni halka, derken yandaki halkayla içiçe geçerlerdi. Suyun yüzeyinde durmadan yenilenen desenler. Su düzletmeye çalışıyor ama yağmur durmadan çiziyor da çiziyordu kendine has desenini.
Takip edenler biliyor, kutularımın dışını linolyum ( muşamba da denilebilir ) , içini kapitone kumaşla kaplıyorum.
Kendi malzemesinden çiçekler, kurdela, taş ve incilerle süsledim.
Kutularınızda hep güzel anılar biriktirin, yanımızda sadece onları götürebileceğiz.