İKİ YAĞMUR ARASI PİKNİK

Bu yıl soğuklarıyla meşhur Eskişehir'de sadece bir defa kar yağdı o da aynı gün eridi gitti. Aylardır da hemen her gün yağmur yağıyor, yaz geldi mi gelecek mi anlamadık. 
Anadolu'da kış ve yaz başlarında her gün öğleden sonra yağan yağmurlara Kırk ikindi yağmurları denir. Ama bunlar kaç kırk gün oldu saymadım. Amazon ormanlarındaki iklime benzedik sanki - öğlene kadar güneşli, öğleden sonra yağmurlu. Barajlarımız dolsun, ormanlarımız bollaşsın inşallah.

Bugün arkadaşlarla piknik yaptık. Ağaçlar her yaprağına kadar tertemiz yıkanmış, çimler yemyeşil, hava tertemiz. Porsuk çayının berrak sularında türlü balıklar yüzüyor. Ağaç dalları arasından serçelerin ve kargaların gürültülü telaşı duyuluyor. Güvercinler ise çimler arasında koşuşturan börtüböceğin peşinde.

İşte böyle bir ortamda doğaya misafir olduk, soframızı kurduk. Gölgesine yerleştiğimiz görmüş geçirmiş söğüt ağacı, hoş geldiniz der gibi dallarını sallıyordu. Sabah güneşi de dalların arasından bize muzipçe gülümsüyordu.

Yakışıklı küçük beyimiz makine parkını yakınlara kurmuştu bile. Kepçeyle kamyona kum dolduracaktı ama karıncalarla anlaşma sağlayamadı bir türlü.

Mis gibi demli çay, lezzetli yiyecekler, bol fotoğraf ve tatlı mı tatlı sohbetle geçti saatler. Her günkü beklenen yağmura yakalanmadan parka veda ettik. Şahsen, tadı damağımda kaldı. Sevgili arkadaşlarıma çok teşekkür ediyorum bu güzel gün için.