3 Ağustos 2015 Pazartesi

İKİ DENİZ SUYU

 İki denizin suyu bir küçücük şişeye girer mi? Buyurun, girmiş!

 
Hangi denizler bunlar; Akdeniz ve Ege denizi ve bahsedeceğim yer de Datça yarımadasında yer alan antik kent Knidos.  Mesleki deformasyonumun etkisiyle de olsa gerek, antik yerleşimlere gittiğimde zamanda yolculuk yapmayı seviyorum.
Nasıl mı ; Gözüme kestirdiğim yüksekçe bir yere oturuyorum, gözlerimi hafifçe kısıyorum ve hayal ediyorum... Yerlere saçılmış koca koca mermerler ayağa kalkıp yerlerini buluyor, aralarında kadim insanlar dolaşmaya başlıyor, günlük hayatın sesleri yükseliyor. 
Ha, aklınızda bulunsun, antik kentlerde gördüğünüz her türlü taş yapı kalıntıları, kent halkınca ortak kullanılan kamu binalarına aittir. Tapınak, tiyatro, hamam (gimnasium ), toplantı meydanı (agora), çarşı, konser alanı (odeon), kütüphane, mezarlık (nekropol) gibi. Yani gördüğünüz kalıntılar kentin merkezidir. Konut mahalleleri bu merkezin çevresinde ve dışında yer alır ama evler genellikle kerpiç ve ahşap gibi malzemelerle yapıldığı için günümüze kadar korunamazlar. Bazılarının sadece temellerinde taş kullanıldığı için, ancak onlar bulunabilir.
Mesela bu cadde, çarşı caddesi ; Mermer kaplı yolun iki tarafında mermer sütunlarla bezeli dükkanlar, sanat galerileri yer alıyormuş. Dönemin ünlü heykeltraşları, ressamları, zanaatkarları buradaymış.
 Bir antik kentin nüfusunun hesaplama yöntemlerinden biri de, tiyatronun büyüklüğünden geçer. Oturma yerleri sayısının dört katı, yaklaşık nüfusu verir. Knidos'da biri büyük, diğeri küçük iki tiyatro varmış mesela.
 Bir ören yerine gittiğinizde, yerlerde yatan taşlara bakarken sadece üzerlerindeki şahane taş işçiliğine hayretle bakmakla kalmak istemiyorsanız biraz da oranın tarihini araştırmak gerekecektir. Buralarda kimler yaşamış, nasıl geçinmişler, hangi alanlarda gelişmişler...


 
Mesela Knidos'daki en eski yerleşim buluntuları MÖ 2000 yıllarına dayanıyor. Şehrin kurucuları Karyalılardır ama en parlak dönemi, Trakya üzerinden gelip buralara yerleşen Dorlar zamanıdır (MÖ 1000). Daha sonra Lidyalılar ve MÖ 546 da Persler ele geçirmiş.
 MÖ 4. yüzyılda yarımadanın önündeki ada ile kara, deniz doldurularak birleştirilmiş böylece iki liman elde edilmiş. Biri ticari, diğeri askeri amaçla kullanılmış.
 Halen liman ağzındaki mendirekle Kuzey limanındaki kule kalıntıları görülebilmektedir.
Şehir, çok önemli bir ticaret merkezi olduğu kadar bir kültür ve sanat merkeziymiş. Dönemin en ünlü heykeltraşlarından Praksiteles'in Afrodit tapınağı için yaptığı Afrodit heykeliyle ünlenmiş. 
Gezegenlerin hep aynı yörüngede hareket eden yuvarlak cisimler olduğunu bulan ünlü astronom, matematikçi ve filozof Eudoksus; Dünyanın yedi harikasından biri olan İskenderiye Fenerinin mimarı Sastratos, Skopas, Briaksis Knidos'da yaşamışlardır.

Knidos'lular tersaneler kurmuşlar, denizcilikte ve ticarette çok ilerlemişler, ürettikleri ürünleri (başta şarap olmak üzere) ihraç etmişler. Geç Roma ve erken Bizans döneminde kentteki çok sayıdaki tapınak kiliseye dönüştürülmüş ve şehir nüfusu 70.000 lere ulaşmış. Bizans'ın ilerleyen dönemlerinde ise bir yandan depremler, diğer yandan korsan saldırılarıyla güçsüz kalan kent MS 7. yüzyılda tamamen terk edilmiş.
 Knidos ve civarı sit alanı olduğu için, konaklayıp tatil yapma imkanı yok ve iyi ki de yok. Eski veya yeni Datça'da kalıp tekneyle veya karayoluyla gelmek mümkün. 

Bunlar da tatilden geriye kalan kareler ile eve getirilen küçük hatıralar :






27 yorum:

  1. nasılda güzell tablo gibi yerler benim kızımda 2hafta önce oraları gezdi gelince anlata anlata bitiremedi seninde tatil notların çok güzell cnm.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçekten görülmeye değer yerler. Ve ne mutlu ki doğasıyla birlikte hala korunuyorlar. İnşallah siz de gider görürsünüz.
      Ziyaretiniz ve bu hoş yorumu bıraktığınız için çok teşekkürler.

      Sil
  2. Ne kadar güzel anlatmışsınız ve fotoğraflamışsınız.. Datca ya iki kez gitmeme rağmen Knidos u görme şansım olmadı. O kadar sıcaklarda gittim ki açıkçası orayı gezmek zul geldi. İnşallah bir dahakine. Palamutbükü burnumda tütüyor. Umarım son gittiğim gibidir.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de Datça tutkunlarındansınız, ne güzel. Sıcakta oralara gitmek gerçekten biraz zahmetli. Ama bir dahaki sefere mutlaka gidin. Datça yarımadası, nispeten korunabilmiş nadir yerlerden biri ve dilerim hep öyle kalır.
      Beğenmenize sevindim.

      Sil
  3. Bu ara yazlik bakarken Datca'ya takildim nedense. Sende hissettin hislerimi sanirim, ki bu yaziyi hazirladin:) Sehrin en yuksek yerine cikip bu sekilde dusunmek kenti!!! Hic aklima gelmemisti, gercekten yapip, bu hayali kurmak isterim. Bizde kendi capimizda Afrodit'iz, acaba kalintilar arasinda kalmismidir bizede bir Praksiteles!!! :))
    Hani soyle heykelimizi yapiverse ne hos olurdu:) Neyse hayallerime katayim bari:))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ben de beni ne dürtüyor diyorum, yaz Datça' yı yaz, diye !
      Ben yazlık alacak olsam başta Datça olmak üzere Ege kıyılarından seçerdim. Çünkü sıcağa çok dayanamıyorum. Datça, Bodrum ve civarında sürekli ve hatırı sayılır rüzgar esiyor ve nekadar sıcak olursa olsun insanı bunaltmıyor. Esince sivrisinek olmuyor, klimaya fazla ihtiyaç kalmıyor. Deniz biraz serin oluyor, daha doğrusu geç ısınıyor.
      Sevgilerimle

      Sil
  4. Ben de aynen seni gibi hep hayal ederim böyle nasıl bir yerdi, insanlar nasıl giyinirlerdi, nasıl geçinirlerdi, ibadetleri, sevgileri, aşkları... Ve böyle yerleri hep hayranlıkla seyderim. Ne güzel anlatmışsın gitmiş kadar oldum. Hatta yazdıklarını okurken gözümde bile canlandırdım :)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel, merak var demek ki, çok sevindim.
      İnsanlar her dönemde aynı insanlarmış; Aynı karakterler, hırslar, korkular, rekabetler...Değişen sadece yaşadıkları mekanlar ve kullandıkları teknolojiler. Belki bizim şimdi kullandığımız imkanları yoktu ama hiç de zavallı, cahil değillerdi. Hatta sanat, zanaat gibi konularda bizden çok daha ileriydiler.
      Sevgilerimle

      Sil
  5. Bu mekanların ruhu beni çok etkiliyor fotoğraflara bakarken sanki bir güç içine çekiyormuş gibi geldi yine. ağzına sağlık yüreğine eline sağlık. Minik değirmene de ayrıca bayıldım:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Duyarlı insan olduğunuz için Hatice hanım, oradaki binlerce yıllık yaşanmışlık sizi etkiliyor, ne güzel !
      Beğeniniz, ilginiz beni çok sevindirdi, teşekkür ederim.
      Değirmenler çok tatlı gerçekten, arkadaşlarıma da getirmiştim :)
      Sevgilerimle

      Sil
  6. Milattan önceki yıllarda, insanların bu kadar gelişmiş sanatları olması, bıraktıkları eserler, yaşam alanları hep şaşırtıyor beni. Ören yerlerine gittiğimde, ben de sizin gibi dalıyorum, belki şu köşede bir aile alışverişini yapıyordu, belki burada yemeğini yiyordu, tiyatroda acaba ne oynanıyordu? Bundan belki yüzyıllar sonra da, bizim yaşadığımız yerler böyle antik kent olacak mı? Kafamda deli sorular :)
    Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Siz de ilgi duyuyor, anlamaya çalışıyor ve değer veriyorsunuz. Böyle bakmayan, geçip giden o kadar çok insan var ki.
      Bizim yaşadığımız yerlerin antik kent olarak kalma ihtimali hemen hemen yok. Müteahhitler, kentsel dönüşümler nedeniyle bütün binalar eskimeye bile fırsat bulamadan yıkılıp yeniden yapılıyor. Doğduğu evde yaşayan var mı, yaşamasa da o evi hala ayakta olan kaç kişi var ?
      Sevgilerimle

      Sil
  7. Knidos' a Bodrum-Fethiye arası yaptığımız bir mavi yolculuk sırasında uğramıştım. O zaman bu kadar detaylı anlatan olaydı keşke. Mesleğin getirdiği güzel özellikleriniz var olsun. Knidos'u şöyle böyle hatırlayan hafızama büyük katkı yaptınız.

    İçine kocaman denizleri sığdıran küçük şişeye de bayıldım vallahi ♥

    E hoşgeldiniz evinize :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hoş buldum, çok teşekkürler :))
      Medeniyet, minik minik taşların üst üste konmasıyla oluşan bir kule gibi. Bilmediğimiz o kadar çok insanın emekleri ile yükselmiş o kulede yaşıyoruz. Kimimiz bir minik taş ilave ediyor, kimimiz ise birkaçını koparıp atıyoruz. Çok mu soyut bir anlatım oldu :))
      Küçük şişeyi kim akıl ettiyse, takdiri hak ediyor gerçekten, burayı en iyi anlatan hatıra eşyası.
      Sevgilerimle

      Sil
  8. Şimdi denizin kıyısında, taze güzel bir çayı yudumlarken bu yazı bana bir iyi geldi ki, anlatamam.
    Çok teşekkür ederim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ohh, afiyet olsun !
      Sizin böyle yazıları sevdiğinizi biliyorum, yorum için teşekkürler.
      Sevgilerimle

      Sil
  9. Knidos benide çok etkilemişti sizde çok güzel fotoğraflayıp anlatmışsınız sayenizde tekrar gezmiş olup özlem gidermiş oldum emeğinize sağlık derim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah, çok sevindim !
      Gittiğimiz, bildiğimiz yerler bizde yer ediyor ve başkası bahsedince eski bir tanıdıktan haber almış gibi seviniyoruz, değil mi. Bu güzel yorum için çok teşekkürler.
      Sevgilerimle

      Sil
  10. iki denizden su toplamak nasıl aklınıza geldi.
    EEE gezen bir mimar ve anlatan da bir mimar olursa bu denli güzel bir paylaşım olur.
    Resimler harika ,hissedilenleri hissettirecek şekilde anlatım harika daha ne diyeyim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İki denizin buluştuğu yerde olmak aklıma çok şey getirdi ama iki suyun hazır şişelenmişi vardı ve görür görmez hemen aldım :)) Knidos 'da küçük kafe gibi bir yer dışında pek bir şey olmadığı için Datça'daki bir hatıra eşya dükkanından aldım. Boy boy ve rengarenk değirmenler de çok şirindi ve olmazsa olmaz kekik balı!
      Her meslek, insana farklı bir bakış açısı kazandırıyor. Bunun iyi tarafları olduğu kadar bazı olumsuzlukları da oluyor :) Bu güzel yorumunuz koltuklarımı kabarttı, çok teşekkür ederim.

      Sil
  11. ne güzel bi yer
    ortak noktaların güzelliği:))
    ben görmedim datçayı umarım kısmet olur
    çok sevgiler

    YanıtlaSil
  12. İnşallah gidin görün, gerçi görülmeye değer o kadar çok güzel yer var ki.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil
  13. Çok güzel fotoğraflar ve bilgiler. Sayenizde tarihin sayfaları arasında geziniverdik. Anlaşılan güzel bir tatil olmuş. Darısı bir sonrakine sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu ufak gezintiden sizin de zevk almanıza çok sevindim. Yorumlarınızla verdiğiniz desteğe çok teşekkürler.
      Sevgilerimle

      Sil
  14. Güzel paylaşım için teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Tarihi yerler yikik harebeler arasinda bu kadar guzel hikayeler cikarmak her insana kismet olmaz.guzel bakan guzel gorur sizin icin soylenmis.hatira olarak sectiklerinizin manevi degeri var cok guzeller iki denizin suyu ve o taslarin o hale gelmesi yuzlerce kez denize vuran dalgalarla yontulmus asirlari anlatmasi..

    YanıtlaSil
  16. Aynı şeye yüzlerce insan bakar ve hepsi başka şey görürler. Çünkü her insan farklı bir hayat yolundan geliyor ; Karakterleri, yetenekleri, yaşadıkları, öğrendikleri farklıdır.
    Başkasının görüş açısından görünenlere ilgi gösterip, değerli bulduğunda bunu ifade etmek de her insana kısmet olmaz. Çünkü çoğu insan kendi bakış açısını tek ve en doğru zanneder, kimi de bunu başkalarına dayatmaya çalışır.
    Taşlar konusunda hemfikiriz. Dünya var olduğundan beri o taşlar da var olduğu için fazlasıyla enerji ve anı biriktirdiklerini düşünüyorum. O yüzden her gittiğim yerden birkaç taş getirmeyi seviyorum.
    Bu değerli yorumunuz için çok teşekkür ederim.
    Sevgilerimle

    YanıtlaSil

İçinizden nasıl geliyorsa.