17 Eylül 2013 Salı

DAĞ HAVASINI ÇOK ÖZLEMİŞİM !





Şehirde otururken alıştığımız için fark etmiyoruz ama nasıl bir gürültü içinde yaşıyoruz...
Televizyonun sesi, asansörün sesi, üst kattakilerin tıkırtıları, alt kattaki çocukların ağlaşmaları, yan daireden gelen matkap sesi, kapının önünden geçen araçların sesi, simitçi, sebzeci, hurdacı, yakındaki inşaatın tak tukları, ambulans, tren, uçak....
Bunu, şehirden uzaklaşınca daha iyi anlıyorum, kulaklarım boşalıyor adeta.



Eskişehir'in hemen yakınındaki Bozdağ'ın eteklerinde çiftliği olan arkadaşlarımızın davetlisiydik bu hafta sonu. Yarım saat içinde dağ yollarından yükseklere çıktık. Bir süre Eskişehir'i yukarıdan seyrettik, sonra da göz alabildiğine yemyeşil yamaçlar, çam ve meşe ormanları. Tertemiz bir hava, inanılmaz sessizlik ve dinginlik. Çiftliğe vardığımızda bizi kapıda Ayaz karşıladı. Arabayı uzaktan tanıdığı için sevinçle kuyruğunu sallıyordu.



Birkaç adım ilerledik ki ne görelim... Bembeyaz elbiselerini giyinmiş ördek heyeti yolun kenarında bize karşılama töreni hazırlamış. Kanat çırparak selamlıyorlardı.



Biraz ilerleyince ise son derece gösterişli bir horoz başkanlığındaki tavuklar selamlama sırasına girmişlerdi.



Ağaçlar arasındaki dağ evi, dergilerden fırlamış gibiydi. Doğal taş ve ahşaptan yapılmış evin içi de otantik döşeliydi.
Kışın gittiğimizde şöminede meşe kütükleri yakmışlardı. Nasıl müthiş bir koku yaydığını hiç unutamam. Ev bir anda sıcacık olmuştu. Ateşin sıcaklığını yüzünde hissetmek, alevlerin dansını seyretmek doyumsuz bir duyguydu.






Çoğu antika sayılabilecek o kadar çok eski eşya vardı ki. Arkadaşlarımızın eski eşya merakını bilenler ( biz de dahil) hediye olarak elindeki eskileri getirdikleri için bu ufak çaplı müze oluşmuş.







Su havuzu,



Ateş havuzu,



At arabası,



Kuşburnu ve daha çeşit çeşit meyve ağaçları. Çocuk gibi hepsine ayrı ayrı bakıp eski dostlarımı tekrar görmüş gibi çok sevindim, doğada olmayı çok özlemişim. Bu arada, biriktirdiğim meyve çekirdeklerini özenle ektim ve can sularını verdim. Biri bile tutup fidan olsa ne güzel olur.
Bunlar da günün ganimetleri : Isırgan, acı biber ve meşe palamutları.
Velhasıl, harika bir gündü...

29 yorum:

  1. Miss mis imrendim !
    Beni de götürün bir dahaki gidişinizde :)

    YanıtlaSil
  2. Bayıldım ne kadar dingin,huzurlu kareler. Oraların havası zaten mis gibi,eşimde Eskişehir /İnönülü eskisi kadar sık gitmiyoruz artık .
    çok güzel ve özenerek yapılmış ev çok beğendim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hatice Hanım, fotoğraflara nekadar yansıyor bilemem ama; Doğa zaten harika, burada bir de emek verilmiş, tertemiz, zevkli, cennet gibi bir yer.

      İnönü'yü çok iyi bilirim, orada bakraçlarda bir yoğurt yaparlar, aman Allahım o nasıl bir lezzet ! Manda sütü katıyorlar, bir parmak kaymak olur üstünde. Arada bir ziyarete gelin bence :)

      Sil
    2. İnş. canım.
      o dediğin muhteşem yoğurt İnönüden İzmire gelesiye hiç sulanmıyor biliyormusun:)rahmetlhatice annem her yıl yapar getirirdi. :))

      Sil
    3. Ah ah, böyle değerleri ne yapıp edip korumamız lazım, en azından desteklememiz. Mesela benim oğlanlar Eskişehir'e geldikleri zaman Hamamyolundaki kuru kahvecilerden taze kavrulmuş kahve almadan, Karakedi Bozacısından boza içmeden ve Pino'da bir şey yemeden gitmezler. Eskişehir'e has markalar kapanmasın diye.

      Sevgilerimle

      Sil
  3. Çok şanslısınız böyle bir gün geçirecek dostlarınız ve harika bir yaşam alanları var
    Size ve bu güzelliklerin sahiplerine gıbta ettim
    Evi de çevreyi de çok beğendim

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok haklısınız, o gün için ve birkaç da olsa iyi dostlarımız için ben de kendimi şanslı buluyorum.
      Allah kalpten edilen duaları kabul eder, inşallah tüm isteyenlerin gönüllerince mekanları olur. Daha iyileri sizin olsun inşallah.

      Sil
    2. Amin inşaallah bana da Allah isteyene de böyle güzel doğa içinde arada da olsa kaçacak yerler nasip etsin

      Sil
  4. Değil miiii :)) Dağ havası bambaşka, şehirin gürültüsünden kurtulunca insan kendini uzayda gibi hissediyor :) Eh... birgün de bizim dağa gelirsiniz belki canımcım, ne dersin :)

    YanıtlaSil
  5. Aynen Banu'cuğum,
    Bütün zorluklarına rağmen dağda yaşaman için ne çok sebep olduğunu düşündüm ve inan ki seni de oralarda andım.

    Ziyaretine gelmeyi ben de çok isterim, ne diyelim, inşallah :)

    YanıtlaSil
  6. Ortam muhteşemmiş Nowa hanım,çok özendim :)
    Çekirdek ekmeklede çok iyi etmişsiniz,emeğinize sağlık
    Sevgiler...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Doğanın güzelliği, zenginliği yeter aslında. Geri kalan konforu arttırmaya yarıyor. Çekirdekler tutar inşallah :)

      Sağ olasın Nur'cuğum. Sevgilerimle

      Sil
  7. çok seviyorum doğayla içiçe olmayı.böyle güzel bir yerde yaşamak mutlaka zorlukları vardır ama ne keyiflidir.kuşların ve böceklerin çıkarttığı sesleri dileye dinleye uyumak insanın ruhunu ne güzel dinlendiriyordur.sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Oralardaki kuş sesleri adeta doğanın müziği gibi geliyor ve gerçekten çok dinlendirici. Asıl oksijen bolluğu çök güzel uyku uyumayı sağlıyor.
      Arasıra da olsa şehirden kaçıp kırlara bayırlara gitmek lazım...

      Sil
  8. ayyyyyyyyyy Nowa Hanım, Eskişehir'de böyle bir yerin varlığında haberim yoktu!!!
    ne güzel bir yer yaaa ayyy orda olmak vardı şimdi nasıl ihtiyacımız var o havaya o doğaya ben zaten tam bir yeşil hastasıyım. Dağ evi tarzı da çok hoş dekorasyonda...
    piknik mi organize etsek napsak hava sıcak olursa:)))
    sevgiler

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Melis' çiğim Eskişehir'de daha ne harika yerler var ! İmkan ve zevk sahibi insanların minik minik cennetleri oluyor.
      Bu kadar olmasa da hepimizin doğaya, doğayla daha yakın olmaya çok ihtiyacımız var.
      Sevgilerimle

      Sil
  9. Ne güzel bir yer,dostlarla dahada güzelleşmiştir.Evde çok güzelmiş iyi günlerde kullansınlar.
    Sevgilerimle..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet, dostlarla her şey kat kat daha güzel oluyor. Mutluluk paylaşıldıkça çoğalıyor.

      Sil
  10. Aaaa ben biliyorum oraları.Bağ evleri de mi diyorlar oralara.Ben mi yanlış hatırlıyorum.Ama ne güzel bir hafta sonu geçirmişsiniz.benim oturduğum siteninde bahcesi çok güzel.Ama herşeyin doğalı çoookkk daha güzel.
    Ama evde çok güzelmiş.Allah güzel günler yaşatsın sahiplerine...
    Hoşçakalınnn

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bahçeli sitede oturduğunuz için çok şanslısınız. Bunu özellikle niye söylüyorum; Çoğu zaman sahip olduklarımızı kanıksıyoruz, fark etmiyoruz. Bu durum maddi imanlar kadar, sağlık, evlat, eş, dost, komşu v.b. için de geçerlidir. Bunların değerini kaybetmeden bilmek, farkında olmak... işte mutluluk bukadar basit.

      Sevgilerimle

      Sil
  11. Arkadaşlarınız ne kadar şanslı, şehrin koşuşturmacası ve gürültüsünden uzak...

    Sizin içinde harika olmuş. O kadar özeniyorum ki bu tarz bir yaşama ama maalesef öncelikler sıralandığında hiçbir zaman bu listede yer alamıyor. Bazen deli fikirler dolaşıyor kafamda, her şeyi bir kenara bırakıp kaçıp gitsek mi uzaklara....:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Özellikle çocuklar küçükken, okula giderken şehirden uzak yaşamayı düşünmek pek mümkün değil gerçekten. Ne zaman çocuklar bazı işleri kendi başına yapmaya başlıyorlar, anne babanın işleri de biraz daha düzene girmiş olur, o zaman tamamen kırsalda yaşamak olmasa da şehre çok yakın, hafta sonları gidebilecek şekilde bağ evi falan daha iyi oluyor. Yani ne tam şehir, ne de tam doğa, çünkü şehirden kopmak belki emeklilikte daha mümkün oluyor.

      Bu evin sahibi arkadaşlar da hafta sonları gidiyor, çiftlikte kalan bir aile var oradaki işlerle ilgileniyorlar.
      Sevgilerimle

      Sil
  12. resimlere bayıldım ne güzel ne hoş dostlarla dağ havası.evde harika iyi günlerde otursunlar

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ah bir de yerinde görseniz. Hem doğa nefis hem de çok emek verilmiş.

      Sil

İçinizden nasıl geliyorsa.