Öncelikle, blogumun
yeni takipçilerine, hoş geldiniz diyorum ve onları blogumun en güzel
yerinde- misafir locasında ağırlamaktan mutluluk duyduğumu ifade etmek
istiyorum.
Bayram
haftasına girdik, her evde kendine göre bayram hazırlıkları vardır,
hepinize kolaylıklar diliyorum. Bayramlarınız gerçekten bayram gibi
olsun! Sevdiklerinizle bir araya gelin, lezzetli sofralarınız ve keyifli
sohbetleriniz olsun. Çocukları sevindirin, büyük aile ile bayram
sevincini öğrenip sevsinler, zamanı gelince onlar da bu güzel
geleneklerimizi sürdürsünler.
Bayram temizliği ve hazırlıkları yaparken, sardunya saksılarım da bayram için yeni ciciler istediler. Ama hak ediyorlar, bayrama çiçekli girmek için ne zamandır hazırlık yapıyor onlar da. Tomurcuklandılar ve tam bayramda çiçek açmaya hazırlanıyorlar
Saksıları, kutu kaplama
için kullandığım muşambalarla kapladım. Saksının ölçülerine göre kestim
ve sıvı yapıştırıcı ile yapıştırdım. Yine diğer işlerimden artan kumaş
çiçeklerle süsledim.
Dönemlerime göre farklı çiçeklere
merak sardım. Çok uzun yıllar önceydi, kauçuklar, devetabanları,
filkulağı gibi çok yer kaplayan çiçek açmayan bitkilerle doluydu evim.
Sonra menekşelere sevdalandım, 18 değişik renkte menekşem olmuştu.
Bu
aralar yolculuklarım yüzünden pek ilgilenemediğim için daha kalender
çiçekler benimle devam edebiliyor. Bunların başında da sardunyalar
geliyor. Ne kadar az sulanırsa o kadar çok çiçek açıyorlar, ne
böcekleniyorlar ne de takviye besin istiyorlar. Eskiden burun kıvırırdım
ama onlar zor gün dostu gibi benim şartlarıma sabrediyor ve eve
döndüğümde rengarenk çiçekleriyle karşılıyorlar.
Hepimizin evinde giyilmeyen, ne yapacağımızı bilemediğimiz bir sürü kot pantolon var, değil mi ? Bizim evde de epey var. Bir süre acaba arada giyerler mi, diye takibe aldım, yok yüzlerine bakan yok. Demek ki istediğim gibi kesip dönüştürebilirim, ole! :))
İnternette çok fazla kot çanta örnekleri var, bir tane de ben yapayım, dedim. Ortaya işte böyle bir çanta çıktı.
Arka ceplerin altından pantolonu kestim. Ağ kısmındaki dikişleri kesip çıkardım. Fermuarı ve düğmesini olduğu gibi bıraktım. Fermuarın altında kalan açıklığı diktim. Çantanın dip kısmına kumaş ilave ettim.
Pantolon kemerinin alt kısmına fermuar ilave ettim. İçine fermuarlı cepli astar diktim. Aynı kumaştan kemer yaptım ve fiyonk bağladım.
Pantolon paçalarının yan dikişlerinden
kestiğim uzun şeritlerden çantanın saplarını yaptım. Orijinal dikişleri
korumuş oldum böylece.
Çantanın dikişi bitmişti, karşısına geçip baktım, sağ alttaki yırtık çok dikkat çekiyordu. İçinden parça koyup üzerinden salaş bir dikiş atmıştım ama yine de hoşuma gitmedi.
Kot pantalonun şanından da olsa, bu yırtığı kapatmaya karar verdim. Keçe ile aplike yaptım ve üzerini nakış ipleri ile işledim. Herşey bittikten sonra işleme yapmaya kalkıştığım için çok zorlandım, astarla birlikte işlememek için epey evirip çevirdim ama oldu işte! Artık doğan güneş mi, batan güneş mi, ona siz karar verin. Hazır keçeler ortaya çıkmışken kalpli anahtırlık da yaptım. Tabii kendi kumaşından aplike yapmadan olmazdı :)
Eski kot pantolonlardan o kadar çok şey yapılabiliyor ki ! Buradan bakabilirsiniz. Pantolonun kalan kısımlarından da birşeyler yapmayı düşünüyorum, bekleyin anacığım! :))
Mübarek Ramazan ayı hepimize hayırları, bolluk ve bereketiyle gelsin. İbadetlerimiz, dualarımız kabul olsun. Dirliğimiz, birliğimiz, kardeşliğimiz kuvvetlensin. Sağlığımız, mutluluğumuz çoğalsın, gülen yüzler artsın.
Ramazan öncesinde komşular olarak mahallemizin Hayriye teyzesinde toplanmıştık. 80 li yaşlarında, çok eski Kırım göçmeni bir ailenin kızı, görmüş geçirmiş, son derece bilgili görgülü bir hanımefendi, Hayriye teyze.
Evinde bolca etamin işlemeleri dikkat çekiyordu. Sormadan edemedim tabii - çoğunu çeyizi için işlemiş, yıllardır itina ile kullanıyormuş. Fotoraflayabilir miyim dediğimde, asaletine yakışan bir ciddiyet-memnuniyet karışımıyla kabul etti.
Etamin işi kırlentler ve koltuk şalı apayrı model ve renklerdeydi. Ama onların ortak noktası etamin ve bol bol emekle göz nuruydu.
Yine etamin işi çerçeveli panolar, evin salonuna kendine has otantik bir hava vermişti. Sanki evin kapısından girdiğimizde 60-70 yıl öncesine gitmiştik.
Konukları fazla rahatsız etmemek için acele edince bazı fotoğraflar net çıkmamış ama yine de görmenizi istedim.
Çin iğnesi tabloyu da kendisi duvardan indirip çekmemi istedi.
Ve zaman... yıllar ne çabuk geçiyor. Hayriye teyze evlendiğinde hediye gelmiş bu saat. Çocuklarının ve torunlarının resimleriyle süslenmiş. Geçen zamanı anlatmanın belki de en güzel yolu.
Hepinize sağlık, huzur ve güzelliklerle dolu ömürler dilerim.
Galatasaray taraftarları çok mutlu, şampiyon oldular. Üstelik 4. yıldızlarını da kazandılar. Koyu bir Galatasaray'lı için hazırladım bu panoyu, bugün yola çıktı.
Deseni çizdim, çoğalttım, şablonları hazırladım.
Şablonlar yardımıyla rengine uygun keçeleri kestim.
Sonra dikişe geçtim. Parçaları tek tek işledim, diktim ve boncuk elyafla doldurdum. Bir gözünü kırpmış keyifle gülen aslan yapmayı düşündüm ama sonra bu memnuniyetle gülümseyen aslanı yapmaya karar verdim, diğer takım taraftarları çok üzülmesin diye :))
Sadece futbol değil, her türlü sporun çok daha fazla yaygınlaşmasını, herkesin az ya da çok yapmasını istiyorum. Bu kadar çok üzerinde konuşulan değil, bizzat yapılan sporun faydası var. Spor sağlık, dostluk ve eğlence kaynağı olsun.
NOWA dükkan için tık tık...
Dünyanın neresine gidersek gidelim, dönüp dolaşıp geleceğimiz yer evimizdir. En rahat ettiğimiz, bütün sırlarımızı saklayan yerdir evimiz.
Doğduğumuz evi hiç unutmayız; Masanın altında oynadığımız,
penceresine tırmanıp dünyayı ilk gördüğümüz evi.
Yeni yaşam, yeni evle özdeşleştiği için "ev"lenmek deniyor. Hayallerimizde hep bir "ev" vardır, tam gönlümüze göre olacak.
Bu keçe evi oğlum için yaptım. Köpeklerin saldırısından kurtarıp evinde büyütmeye çalıştığı 3 haftalık kedi yavrusuna özel bir yer verdim. Şanslıymış ki diğer beş kardeşinin akıbetinden kurtulmuş.
Şimdi oğlumla ev arkadaşı, can yoldaşı oldular. Adı Salep :) Oğlum salebi çok sever, rengini tarçınlı salebe benzetmiş :))
Masal evi tarzında renk renk keçelerle çalıştım. Beğenecek misiniz bakalım :)
Ayakkabı kutuları her nekadar ayakkabılar için yapılsa da, daha birçok farklı amaçlarla kullanıldığını da biliyoruz. Tabi herkes imkanları ve ihtiyaçları doğrultusunda değerlendiriyor ;)
Ben takı ( bijuteri ) kutusu yaptım. Yumuşak pvc malzeme ya da bildiğimiz adıyla muşamba kullandım.
Hem dayanıklı hem temizliği kolay hem de çok zengin renk ve desen seçenekleri var.
Kutunun alt kısmını düz, kapak kısmını ise İstanbul desenli malzeme ile kapladım. Yine muşambadan yaptığım çiçekler, püsküller ve saten kurdela ile süsledim.
Kutunun içini ise elyaflı kapitone kumaşla kapladım. Görüntüsünü ve yumuşaklığını bu tip kutulara çok yakıştırıyorum.
Yeni evinde mutlulukla kullanılmasını diliyorum.
Diğer kutularıma buradan ve buradan bakabilirsiniz.
En nihayet havalar ısındı! Yazlık elbiseleri elden geçirirken beyaz ceketime bir değişiklik, ilave yapmak geldi içimden. Giyimde maviyi sevdiğimden mavi tonlarında tişört ve bluzlarım çoğunlukta.
O yüzden mavi, gri ve siyah renklerde çiçek desenli bu kumaştan bir broş yapmaya karar verdim.
Daire şeklinde kestiğim kumaşı kenardan sıkça teyelledim ve büzdürdüm. İçini boncuk elyafla doldurdum ve tamamen kapattım.
Dikiş ipliğini dolaştırarak önce dört sonra da sekiz dilime böldüm.
Üzerine düğme kutumdaki, neredeyse antika olmuş düğmelerden birini diktim.
Arka tarafa broş iğnesi diktim.
Biraz tül, küçük bir mavi tüy ve işte broşum hazır.
Bu yöntemle yapılan pufuduk çiçeklerle çok çeşitli takılar hazırlanabilir. İnternette bulduğum birkaç örnek ekledim. Yapmak isteyenlere fikir ve ilham verir diye düşünüyorum.
