Mutfak önlükleri yaptıkça hemen gidiyorlar. Ben de mutlu oluyorum tabii. Ama nasıl hissediyorum bıliyor musunuz...
Onları yaparken önce düşünüyor, tasarlıyor, dikiyor, işliyorum ya; Emeğimle birlikte enerjimin de onlara yüklendiğini ve gittikleri yerlere de bu enerjiyi taşıdıklarını ve bu şekilde daha geniş alanlara ulaştığımı düşünüyorum.
"Bu kadın kafayı yemiş "
dediğinizi de duyar gibiyim :)
Neyse lafı fazla uzatmadan yeni önlüğümü tanıtayım. Bu seferki esin kaynağım sevimli kedi yavruları oldu.
Önlüğün etrafını, kendim
kesip hazırladığım koyu kahverengi biye ile çevirdim. Aplikeleri yine
kumaştan keserek nakış ipliği ile elde aplike yaptım. Eldiven ve
tutacaklarda ayrıca elyaf kullandım.
Bunlar da esin kaynağım olan kedicikler.
Ben gördüm !
Daha doğrusu yaptım, öyle gördüm.
Hatta, moda deyişiyle " Yaptım, oldu! "
Peki nereden icap etti,
derseniz... Zaten icatlar hep ihtiyaçtan doğar, değil mi. Benimki de öyle oldu.
Evin girişine portmanto dolabı yaptırınca, girintili çıkıntılı bir koridor ortaya çıktı. Koridora yolluk halı koyunca giriş kapısının önünde boşluk kalıyordu. Paspas koydum, sakil durdu. Ne yapsam, ne yapsam derken yolluğa köşe döndürmeye karar verdim.
Ben sonuçtan çok memnunum, bakalım siz nasıl bulacaksınız...
Yolluğu girişin ölçülerine göre falçatayla kestim. Sönra her iki parçaya 45 derecelik açıları işaretledim ve kestim. Oradaki kolon girintisini de kesip çıkarttım. Son olarak iki halı parçasını ince misina ( hayalet ip ) ile birbirine kabaca diktim. Böylece kaymalarını önledim veeee yolluğum köşeyi dönmüş oldu.
Tatlı yiyelim tatlı konuşalım, denir ya...
İşte ben de size bu kadar tatlı, nefis ve zevkli bir hafta sonu dilerim. Tadını doyasıya çıkarın.
Birkaç gün önce bir aradaşıma gittim. Giderken, onun için özel olarak hazırladığım hediyemi de götürecektim. Güzel bir paket yapmıştım ama nasıl bir poşete veya çantaya koysam diye düşünüyordum. Vakit de daraldı, ne yapsam ne yapsam diyordum ki sevgili Senaat'te gördüğüm fikir aklıma geldi.
Bir ayakkabı markasının karton çantasındaki yazıyı ambalaj kağıtlarından kestiğim kalplerle kapattım. Senaat' inki çok daha özenliydi aslında. Farklı kumaşlardan kestiği irili ufaklı kalplerle süslemişti. Ama benim o kadar vaktim yoktu, hemen çıkmam gerekiyordu.
Alel acele de olsa, hediyem için özel bir çantam olmuştu ve bu kurtarıcı fikir için sevgili Senaat'e (senaateseri.blogspot.com ) çok teşekkür ediyorum.
Bendeki blog aşkına bakar mısınız... Onca telaşım arasında, gene de fotoğraflamadan evden çıkmamışım. O an neredeyse otomatiğe bağlı olarak yapmışım ki çok farkında değilim. Yayını hazırlarken aklıma geldi ve kendime hayret ettim, vay vay vayyy...
Merhaba, herkese güzel bir gün, mutlu bir hafta diliyorum.
Ben keçe işlerini çok sevdim, zevk alarak yapıyorum. Belki de böylesine zevk alma sebebim, sadece bir takım figürleri yapıp yanyana yerleştirmediğimdendir. Çünkü her yaptığım işin bir hikayesi var.
Mesela bir kapı süsü yaparken kapısını süsleyeceği aileyi gözümün önüne getiriyorum. Ailedeki kişileri, yaşlarını, durumlarını düşünüyorum ve bende uyandırdıkları çağrışımlar sonucunda onlarla özdeşleştirdiğim bir kompozisyon tasarlıyorum. Renklere de bu kompozisyona bağlı olarak karar veriyorum.
Üç boyutlu tablo gibi ince ince çalıştığım için aslında kapı süsünden çok pano olarak da değerlendirilebilirler.
Vee yeni yaptığım kapı süsünü takdim ederim. Umarım sizler de beğenirsiniz...
Diğer kapı süslerimi merak ederseniz, buraya tıklayarak görebilirsiniz.
Hoşça kalın, hepinize sevgiler.