Son yıllarda toplum yaşantımızda ne çok değişiklikler oldu ve ne yazık ki hep olumsuz yönde. Şöyle bir an durup düşünseniz, hemen birkaçını sayarsınız. Bunlardan biri de, komşuluğun yok olmaya yüz tutmasıdır. Oturduğunuz apartmanda kaç komşunuzu tanıyorsunuz ? Apartman girişinde ya da asansörde karşılaşınca selamlaşıyor musunuz ? Aynı çatı altında acaba kimlerle yaşıyorsunuz ?
Ben şanslıyım, çok iyi görüştüğüm birkaç komşum var. Bir hastalık veya acil durumda kapısını çalabileceğim, tatile gittiğimde çiçeklerimi sulayabilecek, arayan olduğunda ilgilenebilecek insanlarla aynı çatı altında yaşadığımı bilmek huzur ve güven veriyor. İşin kaymağı ise sabah kahvelerimiz, fırsat buldukça birlikte geçirdiğimiz keyifli saatler.
Bütün bunların poşetlikle ne alakası var diye geçiyor aklınızdan, değil mi. Var var, elbette. Çok sevdiğim komşularımdan birine sabah kahvesine gitmiştim. Mutfakta köpüklü kahvelerimiz eşliğinde sohbet ediyorduk. Bir ara naylon poşetlerinin bir büyük poşet içinde durduğunu fark ettim. Plastik poşetliği eskidiği için atmış, yeni bir şey bakacakmış. Ben sana dikivereyim, dedim, ondan kolayı mı var sanki.
Bu gömleğimde ufak bir çamaşır suyu lekesi olmuştu, kenara ayırmıştım. Komşumun mutfağının renklerine de uygundu.
Gömleğin ön kısmından küçük, arka ve kollardan da büyük poşetlik diktim. Küçük ve büyük poşetleri ayrı dursun, ihtiyaca göre kullansın diye. Alt ve üst kısımlarına lastik geçirdim ve birer askı ilave ettim.
Gömleğin düğmelerini dekoratif olsun diye bıraktım ama araları açılmasın diye dikiş attım. İyi günlerde kullansın, canım arkadaşım.
Bir süre önce "O bir anne" blogunun sahibi Müge hanım el işleri hediyeleşme etkinliği düzenlemişti, ben de katıldım. Katılımlar tamamlanıp eşleşmeler yapılınca, benim hediyeleşme partnerim " Saklı bahçem " blogunun sahibi Sibel hanım oldu. Beğenmesi dileği ile gönderdiğim hediyeler bunlar :
Takı, toka, makyaj malzemeleri gibi dilediği eşyalarını saklayabileceği bu kutu. Dışını PVC malzeme, içini ise kapitone kumaşla kapladım. Çiçekler, kalpler, püsküllerle süsledim.
Sibel hanımın bebek beklediğini öğrendiğim için, bu anne ve yavrusu baykuşları seveceğini düşündüm.
Çay- kahve koyup mutfakta veya hobi malzemeleri koymak için odasında kullanabileceği kapaklı kutu.
İyi günlerde kullanması dileklerimle.
Bu kapı süsünu ilk yaptığımda, kendi ailemi düşünerek tasarlamıştım. Güzellikler içinde bir yuvayı, sohbeti neşesi bol aile bireylerini kuşlarla betimledim. Parlayan güneş - mutluluğu ve enerjiyi, bulut - bolluk ve bereketi, kelebekler - huzur ve neşeyi, uğur böceği - uğuru ve yükseklerde uçan uçurtma - özgürlüğü simgeliyordu.
Eskiden Anadolu'da duygular, dilekler hatta sessiz mesajlar dokunan halıdaki motiflere veya çemberdeki oyalara nakış nakış işlenirmiş ya ben de bir bakıma bu geleneği sürdürüyorum.
Diğer taraftan Feng-Şui' ye göre de, eşyalara yüklediğimiz enerjiler ( dilekler, niyetler veya dualar da diyebiliriz ) günlük hayatımızda bizi aynı yönde etkiliyor. Ayrıca renklerin enerjisini de unutmamak lazım. Biz çok farkında olmasak da her renk bizi farklı etkiliyor.
Bu yaptığım çalışma ise, yeni yuva kuran Çalışkan ailesinin kapısını süsleyecek. Dilerim onların yuvasında da, kendi yuvam için dilediğim bütün güzellikler bol bol olsun.
NOWA dükkan' a gitmek için tık tık...
Kurban bayramınız kutlu olsun !
Yıllardır her bayram yaptığım baklava tarifi :
HAMUR : 1 su bardağı süt
1 su bardağı sıvı yağ
2 yumurta
Biraz limon suyu
4-5 su bardağı un ( yumuşak hamur olacak )
Hamuru açmak için 3 paket buğday nişastası
Arasına koymak için dövülmüş ceviz
Pişirmek için 350- 400 gr tereyağı
ŞERBET : 4 su bardağı şeker
4 su bardağı su
Biraz limon suyu
YAPILIŞI : Hamur, kulak memesi yumuşaklığında hazırlanır ve 4 parçaya bölünür. Her parça da 10 parçaya bölünür, toplam 40 top yapılır.
Bu toplar 10-15 cm çapında açılır ve aralarına çok bol nişasta serperek 10 tanesi üstüste konur ve merdane ile onu birden tepsi büyüklüğünde açılır. Açılan yufkalar birbirinden dikkatlice ayrılır, fazla nişastaları silkelenir ve tepsiye dizilir.
Her 10 katta bir ceviz döşenir. Hepsi tamamlanınca istendiği şekilde kesilir. Yağ eritilip üzerine dökülür. Fırında pembeleşinceye kadar pişirilir. Soğuyunca üzerine sıcak şerbet dökülür.
Bereketiniz bol, ağzınızın tadı hep yerinde olsun.